16 Nisan 2009 Perşembe

Sen Küçük Bir Bebektin Neler Neler Öğrendin



Yeni bir uygulama sonucu üniversitede akşam yemeği çıkmasına rağmen kuru-pilav a yokum diyerek ucuz ve salaş taksim lokantalarına yol almıştık. Aslında gariban olarak adlandırdığım mekana gitmek ve orasının son halini görmek istesem de arkadaşların "merkez et lokantasına gidelim olm" düşünceleri karşısında birdahaki sefere dedim, demedim lan garibanda iken bi arkadaşımın aldığı yürek çıkan ciğer sonrası blacklist e girmişti orası.

Küçük çakma esnaf lokantası tadındaki bu yerlerde ilk ön-şart mekanın küçük olması. Zira minibüs iç hacminden büyük yerlere ucuz lokanta açma ruhsatı verilmemekle birlikte kullandıkları et konusunda ise istedikleri kadar serbestlikleri bulunmakta. Türk gıda korteksine göre % 45 dana %20 tavuk %15 martı %8 fare ve kalanı da inorganik maddeler (plastik, jant kapağı etc) ile yapılan et yemekleri bunun en büyük göstergesi. İçerisi ise o kadar ufak ki bir ara sandık tarzı bir şeye hapsedildiğimi düşünmüştüm, sanırım kafamı tavana vurduktan sonra.


Üçüncü önşart ise isim. Bu lokantaların isimleri "merkez et lokantası" , "nemrut et lokantası", "kardeşler et lokanası" gibi " x et lokantası " formunda olmak zorundadır. Böyle değilse bile buna yakın bir isim koymak mecburidir, eğer bu tarz bir isim yoksa mekanımızın isimsiz olması da kabuldür.(bknz: gariban)

Bu tür yerlerin en büyük avantajı ise fiyat. Zilyon adet şey yiyip içip tatlısıyla maksimum 6,5-7 milyon ile kalkabiliyorsunuz. Güleryüzlü çalışanların hakkını da yememek lazım, el kadar yerde smooth criminal figürleri eşliğinde servis yapmaktalar.

Neyse ucuz mekanları biryana bırakırsak incelemek istediğim iki video var. İlki aşağıda yönetmenliğini Cüneyt Arkın'ın yaptığı bir filmden ;



Şimdi ormanlık alanlarda normal insanlar piknik, mangal etc aktivitelere girerken irfan abi kurduğu fight club benzeri oluşumla ninjalığın inceliklerini öğretmektedir. Kahveden piknik amaçlı topladığı arkadaşları ile mangalın yanmaması sonucu anarşirt olan irfan kendini dağa ormana bayıra vermiş ormanda ninja kursu açmıştır. Elleriyle değil içlerindeki öldürme hırsı ile havaya yumruk savurma, ağaca kürdan fırlatma, ok atma, gülle savurma, halat çekme tarzı aktiviteleri öğrencilerini eğiten irfan bir yandan da doğubanktan aldığı sony teype a yüzünde karate filmlerinden arak dövüş sesleri bulunan kaseti takıp ile efetk vermektedir. Kasedin b yüzünde ise cengiz kurtadam vardır. "Gece gündoğarken yarasalar ninjalar ve su kaplumbağaları topraktan çıkıcak, 3 vakte kadar sana birşey kabaracak " tarzı yorumlarla kahve falı bakan irfan kahve arkadaşlarının kurs aidatlarını ödememesi sonucu ninja kursunu kapatıp bale kursu açmaya kadar verir.




Bu filmlerde hayran olduğum bir insan prototipi var o da şu : Bay/bayan ne kadar otistik hareketlerle dans etse bile gram utanmıyor bir de üzerine yüzlerinde tarifsiz bir mutluluk oluyor. Bu kadar salak ve rahat olabilmelerine hayranım.

Seferoğullarından Suphi'nin Acuna özenip var mısın demesi -ki banka teklifi ne süpi, kutunda büyük hissediyorsun sanırım - ilginç. Adamlardaki fantaziye bak ya. Kazana şokella marriuhana etc etc koy karıştır afiyetle kudur. O zamandan $okella-nutella olayında son noktayı bulmuş yawşolar.

03.22 de ablanın basıldığı andaki yüz ifadesi.. Paranın satın alabileceği herşey için mastercard. Gerisi $oko partisi.

Şimdilik benden bu kadar. Sefere çıkarken yeniçerileri ocakta unutmamanız dileği ile ;

KC

Bonus Track; ( what the hell are you takin' about ? )




Ps: Önce bedava tiyatro kursundan gelen iyi haber ve 1 gün sonrasında ise tübitak projesinin aldığı erteleme kararı. Hayatın hepimiz için bir planı var yada buna benzer bir söz vardı. Sanırım doğru.

Hiç yorum yok: